Di, 16.Apr.2024 - 16:32
Araştarma - İnceleme

Yemyeşil Şeriat Bembeyaz Demokrasi

Mehmet Metiner
İnternete düşen ses kaydında Erdoğan hakkında söylediği sözlerle gündemde olan Mehmet Metiner, olay yaratti. Metiner, şöyle konuştu:
"Herkesin bir cahiliye dönemi vardır. Benim de cahiliye dönemim o olsun. Ben o sözleri okuyunca çok rahatsız oldum. Sayın başbakan'ın bu eleştirileri hiç haketmediğimi düşündüm..."dedi. 
Işte, Metiner'in Türkiye'de mevcudu olmayan kitabi!.. Türk Kitabevi'nden hemen sipariş verebilirsiniz! 

"Ben "Tek yol devrim!"den geliyordum.
Mehmet Metiner, "Tek yol islam!"dan...
İkimiz de dünyayı değiştirmek için yola çıkmıştık.
Ben çokpartili demokrasiye inanmıyordum.
Mehmet Metiner de...
Bana göre demokrasi, "emperyalizmin oyunu"ydu.
Mehmet'e göre de "küfür düzeni..."
Bence "komünist düzen"di Türkiye'yi ve insanlığı kurtaracak olan.
Mehmet için de "İslamcı düzen"di kurtuluş yolu...
Benim de bir dinim vardı.
Mehmet'in de...
Benimki laik bir dindi, adı Marksizm olan.
Mehmet'inki İslam'dı.
İkimiz de toplum ve devlet düzeni olarak kendi dinlerimizin kurtarıcılığından en ufak bir kuşku duymuyorduk. 
Gerçek tekelimizdeydi! (...)
Geçmişle yüzleşmek de, hesaplaşmak da hiç kolay değil. Ben de kaçamadım geçmişimden...
Üstelik, Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım isimli kitabımda anlatmaya çalıştım bunu. Siyasal kişiliğimin nasıl oluştuğunu, siyaseten nerelerden beslendiğimi, hangi yanlışları yaptığımı anlatmaya çalıştım.
İyi ki Mehmet Metiner de geçmişinden kaçmadı, geçmişiyle yüzleşme, hesaplama yürekliliğini gösterdi..."
Hasan Cemal

Mehmet Metiner, MTTB sürecinden, Akıncılar Derneği’ne, MSP’den FP’ye ve nihayetinde bugünün iktidarını oluşturan, merkezinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yer aldığı, “yenilikçi” tutuma değin, “İslamcı” oluşum ve düşüncenin birçok aşamasında, “aktivist” ve “teorisyen” olarak bulunmuş bir isim.
Metiner 600 sayfayı aşan anılarında sadece yaşadıklarını değil, İslamcı düşüncelerin geçirdiği değişimi, iç tartışmaları, “teorik ve siyasal” ayrılma ve birleşme noktalarını da kaleme alıyor.
(625 Sayfa / Yemyeşil Şeriat Bembeyaz Demokrasi / Mehmet Metiner / Dogan kitap / www.turkkitap.de / Türk Kitabevi Tel: 0049 69 250506)
ISBN: 9789752932678
Yayın evi: Dogan Kitap
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
 
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 25-06-2007
Yazar: Zeki Aslan
Sayın M.Metiner, 25.06.2007 tarihli makalenizdeki ilk paragraf, dinsel ve de İslamî açıdan nerede olduğunuzu belirliyor. Sizin sözcüklerinizin izinde irdeleyelim: ?Necmettin Erbakan'ın peşinden gittiğimiz yıllarda? Bunda gocunulacak bir durum yok. Herkes, mutlaka bir liderin peşinden gitme durumundadır. Yaratılışın gereği bu. ?Erbakan liderdir, değildir?. Bu tartışılabilir. Bugünkü noktadan baktığımızda Erbakan, liderlik vasıflarının bir çoğuna haizdi. Haiz olmadıklarından biri: ?İlm-i Siyaset?ti. Bunu bilemediği içindir ki, kendisiyle beraber ülkeyi tanka toslattı/çiğnetti. Erbakanın o zaman yapması gereken, tankın karşısında duran rus lideri gibi olmalıydı. ?kendimizi "dinin temsilcisi" olarak görürdük.? Her insan, balığın su ortamında yaşayabildiği gibi, bir din ortamında yaşayabilir. Ve sözleri, fiilleri, takrirleri, imajıyla, dışarıya/başkalarına bir mesaj ulaştırır, istese de istemese de. İşte buna ?kişinin içinde bulunduğu dinin temsilcisi olması? diyoruz. İlahi yaratılış sistemi, bunu gerektiriyor. Eğer sizin buradaki dinden kastınız İslam ise, ?İslam?ın temsilcisi? olamamanız, sizin eksikliğinizden kaynaklanıyor, sistemden değil. Çünkü bir insan âkil ise mutlaka gündelik hayatta kurallarla yaşayacaktır. Bu kurallar çerçevesindeki yaşam tarzı, onun dinidir. Sosyal bir mahluk olması nedeniyle de başkalarına mesaj vermesi, ?dininin temsilcisi? olması, otomatik gerçekleşir. ? Bize göre, dindar olmanın ölçütü, Erbakan'ı "halife-lider" olarak kabul etmek ve partisine de oy vermekti.? Âkil olan her insanın(hatta cinnin) mutlaka bir dini (24 saat birim zamanda uyguladığı kuralları) olduğuna göre, dindar olmayan insan yoktur. Burada kastınız ?İslam dindarlığı? ise, ?hilafet-siyaset-liderlik? konularına İslamî açıdan bakmak gerek: Allah?ın indinde, 3 büyük makam vardır: 1-İmamlık (İnd-i İlahideki Huzur Namazının imamlığı), 2-Halifelik(7?ler, lar 40?lar, 70?ler,? gibi, yönetim biriminin başkanlığı), 3-Gavslık(Divan-ı Salihinin başkanlığı). Peygamberler zamanlarının halifeleridir otomatikman. Peygamber SAV.den sonra da, zahiri ve batınî halifelik 30 sene sürmüştür. Sonrakiler zahiri halifedir. Bu 30 seneden sonra günümüze kadar, Batınî (yani Allah?ın seçtiği) halifeler gizlenmiştir, yalnız keşf sahibi evliyaullah bilebilir. Osmanlılar döneminde Her padişahın yanında bulunan yüksek dereceli veli, Allah?ın bu hilafet makamında olan velisi olurdu ki, yeryüzünün idaresi de, Allah?ın isteğine göre yapılsın. Osmanlının idari başarısındaki sır budur. Eğer, Erbakan da, böyle bir bağlantıya (yani devrin halifesine intisab) sahip olsaydı, sizin bu ?Erbakan'ı "halife-lider" olarak kabul etmek? görüşünüz gerçekleşmiş olacaktı. Ama -ne yazık ki-, ?Devrin halifesi, Erbakan?a ulaşmak istemesi?ne karşın bile, Erbakan?ın çevresindeki zırhtan ulaşamadı. Bu arada, birileri de haddini aşıp, Erbakan?ı Mehdi ilan etmeye kadar da vardırabilmişlerdir, cehaletlerinden: ???. Hz. Muhammed?in (sas) ahir zamandaki izdüşümü olan Mehdi de aynı şekilde daha ilk başta vaat ettiği dünya hâkimiyetine ancak mücadelesinin sonunda muvaffak olacaktır. Bunu yapan ve sonunda başaracak olan kişi ise ERBAKAN?dır. Bizler 28 yıldır bu hakikati ?ğaybe iman? şeklinde kabul edip tasdik ettik. Ama artık şimdi sonunu açıkça görüyoruz. Türkiye şu anda dünyanın merkezi konumuna gelmiştir. Tüm dünya liderleri kısa süre içerisinde süper güç olarak Türkiye?yi tanıyacaklar ve ERBAKAN dünya liderliğini ilan edecektir. Şimdilik dünyanın gizli patronları yani FBI ve CIA direktörleri gelip diz çökerek teslim oldular. Arkasından da görünürdeki resmi liderler gelip bu görevi ifa edeceklerdir. ??.? (http://www.el-aziz.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&artid=7) Erbakan?ın bu saçmalık karşısındaki tavrı, ?İftira etmeyin, ben değilim? demek olmalıydı. O, -zannederim- sadece susmakla yetindi. Bu bile onu batırmaya yeter. ?Hiç kuşkusuz bu bakış açısı, dinsel bölücü bir bakış açısıydı.? Bugün ?dinsel bölücü? olmak istemeyen siz veya başkaları, hangi partiye oy vereceksiniz? Günümüz demokratik ortamında, bu bölücülükten kurtulmak mümkün mü? Parti, ?parçalamak, bölmek? anlamındadır. ?Bölücü? olmak istemeyen siz hangi partiye oy vereceksiniz? Yoksa ?bölücü? olmamak adına oy kullanmayacak misiniz? Allah indinde doğru ve yanlış vardır. 3. bir (tarafsız/çekinser kalınacak) yer yoktur. Bu durumda yapılması gereken, Allah?a danışmak. Allah indindeki halifeyi bilmediğinize, (müşkülatınıza çözüm bulacak) bir mürşide tabi? de olmadığınıza göre bir istihare namazı kılıp Allah?tan sormak zorundasınız ki, ancak böyle yapınca, bölücü olmaktan kurtulabilirsiniz. (Bu arada, biz sorduk. Verilen cevap: AKP). Sizin ve diğer tüm "arayıp da bulamamış" (aslında yanlış metodla aramış) insanların eksik tarafınız, ittiba' sistemiyle yaşanan sistemin günümüzde varlığını ve nasıl olduğunu bilmeyişinizdir. "Hiçbir kimseyi/grubu, İslam?ın temsilcisi olarak görmemek"le meseleyi kökünden çözmüş olduğunuzu zannediyorsanız, -aslında,- İslam?ı kökünden kaldırmış oluyorsunuz. Çünkü İslam, sadece ve sadece ?ittiba' sistemi?yle yaşanabilir.